Gazeteci Salih Güven’in röportajında, 22 yıllık gazetecilik kariyerinden sonra gayrimenkul sektörüne geçiş yapan ve burada uluslararası başarılara imza atan Nilüfer Kas’ın ilham veren hikayesini dinliyoruz. Cesareti ve disipliniyle ikinci kariyerinde yepyeni bir başarı hikayesi yazan Kas, kariyer yolculuğunu ve iş hayatındaki prensiplerini içtenlikle paylaştı.
Sizi tanıyabilir miyiz? İş hayatınız nasıl başladı?
Gayrimenkul danışmanlığında 11 yılı geride bıraktım. Gazetecilik kariyerim ise tam 22 yıl sürdü. Bu süreçte RE/MAX Türkiye’nin başarılı broker ve gayrimenkul danışmanlarının yer aldığı “Gayrimenkulün Liderleri” adlı kitabın röportaj ve editörlük görevini üstlendim. Böylece 2008 yılında gayrimenkul sektörüyle tanıştım. Yıllar sonra gazeteciliği bırakıp farklı bir alanda kariyer yapmayı düşündüğümde ilk tercihim gayrimenkul danışmanlığı oldu. Sektöre girdiğimde gazeteci meslektaşlarımın yoğun eleştirileriyle karşılaştım. Saygın bir meslekten, henüz tam kurumsallaşmamış bir sektöre geçiş yaptığım için yadırgandım. Ancak bugün, o dönemde beni eleştiren meslektaşlarım bile başarımdan gurur duyuyor.
Gayrimenkul denince hem Türkiye’de hem de dünyada ilk akla gelen marka RE/MAX’tır. En çok gayrimenkul bu marka çatısı altında satılır. Ben de RE/MAX Joker ofisi bünyesinde, İstanbul Kozyatağı’nda çalışıyorum. Joker ofisimizde 100’ün üzerinde danışman bulunuyor ve yıllardır hem Türkiye’de hem Avrupa’da ciro sıralamasında ilk 5’te yer alıyoruz. Bu başarının temelinde müşteri memnuniyetinin yüksek tutulması yatıyor.
Biraz da aile ve özel hayatınızdan bahseder misiniz? İş hayatı dışında Nilüfer Kas kimdir?
Hayatımın her alanında disiplin ve çalışkanlığı ön planda tutuyorum. Her şeyi sürdürülebilir bir fayda üzerine kurdum. Avukat olan kızım, Amerika’nın en iyi üniversitelerinden birinde hukuk alanında yüksek lisans yapıyor. Aile olarak birbirimizi destekler, motive ederiz. Birbirimizin düşmesine asla izin vermeyiz. Şefkatle ve sevgiyle birbirimizi sarar ve iyileştiririz. Hayatta en çok annemin ve kızımın ayak izlerini takip ederim. Onların hayata bakışları, pozitif enerjileri ve hayalleri bana ilham veriyor.
Çalışan bir kadın olarak kadınların iş hayatındaki yeri konusunda ne düşünüyorsunuz?
Her kadının doğasında, cinsiyetine özgü şahane özellikler var. Organizasyon becerisi, sorun çözme yeteneği, her şartta ayakta kalma içgüdüsü ve bitmek bilmeyen enerjisi, kadınları özellikle gayrimenkul sektöründe daha başarılı yapıyor. Kadınların iş hayatındaki yerini güçlendirmek, toplumun genel refahına da katkı sağlıyor.
İlgi alanlarınız ve hayattan keyif almanızı sağlayan tutkularınız nelerdir? Yoğun temponuzda nasıl dinlenirsiniz?
Hayatımda keyif alacağım alanlar yaratmaya çalışıyorum. Örneğin, 4 kişilik bir arkadaş grubumuzla özel dans dersleri alıyoruz ve bu aktivite beni çok mutlu ediyor. Mutfak benim için bir terapi alanı. Stresli anlarda el işi takılar yaparak kendimi rahatlatırım. İş hayatında ise motivasyonu çok önemsemem; önemli olan kurduğunuz sistemdir. Sistemli bir şekilde çalışınca, yoğun temponun yükü azalıyor ve işin keyfini çıkarabiliyorsunuz.
Sosyal çevrenizde oldukça sevilen biri olarak arkadaşlık ilişkilerinizde nelere önem veriyorsunuz?
Aslında basit bir hayatım var; evden işe, işten eve gidip geliyorum. Profesyonel hayatta ne kadar dışa dönüksem, özel hayatta o kadar içe dönüğüm. Arkadaşlık ilişkilerimde güvenilirlik, dürüstlük ve pozitif bir bakış açısı benim için çok önemli. Espriden anlayan ve yanında olup destek verdiğim dostlarım benim vazgeçilmezimdir.
Gündeminizde ve geleceğe dair planlarınızda neler var? Hayallerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Bu işe başladığımda 44 yaşındaydım. İkinci bir kariyer olarak gördüğüm bu yolda başarıya ulaşmak için çok çabaladım. Gelecekte de başarı sahnesinde kalmayı ve danışmanlık yaptığım kişilerin memnuniyetini devam ettirerek aileyi büyütmeyi hedefliyorum. Sağlık, mutluluk ve keyifle çalışmayı diliyorum.
Edebiyatla aranız nasıl? Neler okumayı seversiniz?
Retina ameliyatımdan önce yatmadan önce mutlaka kitap okurdum. Cinayet romanları ve iyi kurgulanmış, zekâ dolu kitaplar favorimdir. Ahmet Ümit, Agatha Christie, Ayşe Kulin, Oğuz Atay ve Orhan Pamuk’un kitaplarını severek okuyorum. Tarihi ve biyografik kitaplara da özel bir ilgim var. Gözüm iyileştiğinde kitaplarıma geri dönmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
"Kadın başına" tabiri size neler hissettiriyor?
Gençken bu tabir beni rahatsız ederdi, bunu aşmak için çok çabalardım. Ancak Türk kadınının "kadın başına" neler başarabileceğini görmek, artık bana gurur veriyor. Bu ifadeyi, güçlü kadınların yeteneklerini ve başarılarını anlatmak için bir fırsat olarak görüyorum.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Kendi hayatının patronu olmak isteyen, zamanını özgürce programlamanın hayalini kuran kadınları gayrimenkul sektörüne davet ediyorum. Bu sektörde yer aldıklarında “Neden daha önce başlamadım?” diye düşüneceklerine eminim. Kadın dayanışması, sektördeki başarıları ve kazançları üst seviyelere taşıyor.
UHA Haber Merkezi - SALİH GÜVEN
